4 Nisan 2009 Cumartesi

Kirli Sepeti Bölüm 9
The one with Burcu Esmersoy

Read more...

Acıbadem Maslak






Süper bir hastane. Akıllı bina. İçeride kuş sesleri sizi karşılıyor. Hep bir sakinlik sukunet. Ama biraz tuzlu. Sağlık güvenceniz olmadan gitmeyi düşünmeyin. 

Read more...

Boş bir Cumartesi günü

Hanım sınava gitti, ardından arkadaşlarıyla buluşacak. Ben ve Kuduruk evdeyiz. Bu satırları şu an yazabiliyorsam tek sebebi Kuduruk'u odanın dışına atmış olmamdır. Kendisi tam bir teknoloji düşmanı.

Bu Cumartesi'ye boş diyorsam da siz inanmayın. Yapılması gereken bir ödevim var emba'in adını bilmediğim dersinde. Arz, talep vb. için grafik çiz diyor ama nasıl çizerim en ufak bir fikrim yok. 

Acıbadem Maslak hastanesine bri haftada iki kez gittim ve bir hastaneyle aramda duygusal bağ oluştuğunu ilk kez hissettim. Böyle bir mimari ve fonksiyonelliği ilk kez bir arada görüyorum. Dr. House'un hastanesinden daha güzel kesinlikle. Ama feci pahalı. 

Pahalı demişken sigorta şirketlerinden nefret ediyorum. Bir kez hasta olunca bir sonraki dönem onu poliçeden çıkartıyorlar ve siz de kalıyorsunuz resmen.  15 tane test + bir doppler ultrason 860 TL olur mu ya?

Büyük bir proje için üst düzey birisine bir mektup yazdım. Kendisiyle tanışıklığım olsa da resmiyete döktüm işi. Bakalım neler olacak?

Burcu Esmersoy programını çok beğendim. WoW oynamasına en çok şaşıran benim herhalde. O kadını ekran karşısında level atlamak için kasarken düşünemiyorum. 

İletişim Yayınları ve Aral İthalat programımıza destek veriyorlar sağolsunlar varolsunlar. Onlar için çok daha büyük kıyaklarım olacak yakın zamanda. (N.T. sorry for the match, H.Y. sorry to you too.)

Olimpiyat Stadı yayınımızda Hasan'ın maç anlatmasına bakıp bakıp kopuyorum. Mustafa Pektemek diye başlıyor ya orası bittiğim andır.

4 Haziran'da Londra'da süper bir seminer var. Football and Technology diye. Ona katılmam için davet geldi. Haydi TFF, haydi TFF haydi tam zamanı tam zamanı şimdi diyorum ve katkılarını bekliyorum. 

Finale 50 günden az kaldı. Bu hazırlıklarda yaşadığım off the record şeyleri yazsam olay olur herhalde. Ama benim yaşadıklarım Orhan Gorbon'un yaşadıklarının onda birisi olsa gerek.

İspanya maçında David Villa'yla fotoğraf çektirerek ilk kez bir futbolcuyla fotoğraf çektirmiş oldum. Röportajları saymıyorum. Ama bu isteğim üzerine çektirdiğim ilk fotoydu. David Villa'yı severim çok.

Uzunca bir yazı oldu sanki. Biraz da sonraki başlıklara bırakayım en iyisi.  


Read more...

İzleyiciler

  © Blogger template Cumulus by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP