genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
genel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2009 Cumartesi


Yeni sayfa


Beklerim...

Read more...

Dükkan Taşınıyor

Çok uzaklara gitmiyorum aslında. 

www.ilkerugur.com adresi boşalınca oraya taşıma kararı aldım bloğu. Bir de önemli bir değişiklik olarak İngilizce yazacağım.

Bunun sebebi ise yurtdışı bağlantılarımın yazdıklarımı merak edip okuyamaması ve daha geniş bir kitleye ulaşma isteğim diyebilirim. 

Bir de kartvizitime yazacağım bir bloğum olsun istiyordum. Hem onu hem bunu tutmak vaktimi alacak. Zamanla futbol bloğunu da İngilizce tutmaya başlayacağım. Onu da ilkerugur.com altına taşımak istiyorum. 

Arşiv burada durmaya devam edecek. 

Read more...

9 Nisan 2009 Perşembe

Mütevazı olmayı başarabilen insanlara bayılıyorum. 


Bunu neden yazdığıma gelince. 

İnternet aleminde pek çok kişi ekranın karşısında kendisine yapay bir persona yaratmayı ve yaptığı işleri abartarak yansıtmayı çok seviyor. Bu aslında gerçek hayatta da böyle. Hangimiz iş yerimizde bir şey yapmadan oturup böbürlenen insanlardan şikayetçi değiliz ki. Ama internet bu güruhun kendilerini ve diğer kişileri kandırmasına çok elverişli bir ortam yaratıyor.

Bu güruhun bazı temsilcileri frienfeed'de de yer alıyor. Hemen her mecrada oldukları gibi. Orada yaptıkları işlerin ne kadar önemli olduğunu herkese anlatma ve bir yer etme derdindeler. Bunu göstermek için her fırsatı değerlendiriyorlar. Her başlığa bir yorum, en ufak hatada sataşma, kendini gösterme çabası.

Rixos olayında yaşananları hayretler içerisinde izliyorum. Tartışma nereden nereye geldi takip etmek bile oldukça güç olmaya başladı ama ben bu tartışmanın içerisinde sakin duran, yaptıkları işleri insanların gözüne sokmayan, kendisini övmeyen tarafı kendime daha yakın buluyorum. 

Bu tartışma devam ederken bazı insanları büyük bir hayranlıkla izliyorum. İsimlerini vermeyeceğim ama onlar zaten kendilerini biliyor. Bu kişiler Türkiye'de sadece internet sektöründe değil pek çok elle tutulur sektörde de kendilerini kanıtlamış ve egolarını arka plana atmayı başaran kişiler. Onların başardıklarını görüp, hayattaki başarılarını kazanılacak veya kaybedilecek bir tartışmaya bağlayanlar ve hayatlarını çekişme üzerine kuranlar için üzülüyorum. O hayat zor geçer arkadaşlar. 

Read more...

4 Nisan 2009 Cumartesi

Boş bir Cumartesi günü

Hanım sınava gitti, ardından arkadaşlarıyla buluşacak. Ben ve Kuduruk evdeyiz. Bu satırları şu an yazabiliyorsam tek sebebi Kuduruk'u odanın dışına atmış olmamdır. Kendisi tam bir teknoloji düşmanı.

Bu Cumartesi'ye boş diyorsam da siz inanmayın. Yapılması gereken bir ödevim var emba'in adını bilmediğim dersinde. Arz, talep vb. için grafik çiz diyor ama nasıl çizerim en ufak bir fikrim yok. 

Acıbadem Maslak hastanesine bri haftada iki kez gittim ve bir hastaneyle aramda duygusal bağ oluştuğunu ilk kez hissettim. Böyle bir mimari ve fonksiyonelliği ilk kez bir arada görüyorum. Dr. House'un hastanesinden daha güzel kesinlikle. Ama feci pahalı. 

Pahalı demişken sigorta şirketlerinden nefret ediyorum. Bir kez hasta olunca bir sonraki dönem onu poliçeden çıkartıyorlar ve siz de kalıyorsunuz resmen.  15 tane test + bir doppler ultrason 860 TL olur mu ya?

Büyük bir proje için üst düzey birisine bir mektup yazdım. Kendisiyle tanışıklığım olsa da resmiyete döktüm işi. Bakalım neler olacak?

Burcu Esmersoy programını çok beğendim. WoW oynamasına en çok şaşıran benim herhalde. O kadını ekran karşısında level atlamak için kasarken düşünemiyorum. 

İletişim Yayınları ve Aral İthalat programımıza destek veriyorlar sağolsunlar varolsunlar. Onlar için çok daha büyük kıyaklarım olacak yakın zamanda. (N.T. sorry for the match, H.Y. sorry to you too.)

Olimpiyat Stadı yayınımızda Hasan'ın maç anlatmasına bakıp bakıp kopuyorum. Mustafa Pektemek diye başlıyor ya orası bittiğim andır.

4 Haziran'da Londra'da süper bir seminer var. Football and Technology diye. Ona katılmam için davet geldi. Haydi TFF, haydi TFF haydi tam zamanı tam zamanı şimdi diyorum ve katkılarını bekliyorum. 

Finale 50 günden az kaldı. Bu hazırlıklarda yaşadığım off the record şeyleri yazsam olay olur herhalde. Ama benim yaşadıklarım Orhan Gorbon'un yaşadıklarının onda birisi olsa gerek.

İspanya maçında David Villa'yla fotoğraf çektirerek ilk kez bir futbolcuyla fotoğraf çektirmiş oldum. Röportajları saymıyorum. Ama bu isteğim üzerine çektirdiğim ilk fotoydu. David Villa'yı severim çok.

Uzunca bir yazı oldu sanki. Biraz da sonraki başlıklara bırakayım en iyisi.  


Read more...

25 Mart 2009 Çarşamba

UEFA ziyareti bitirdi, ben de biter gibi oldum. 


Yarın Ümit Milli maç var. Hem görev hem keyif olacak. Kirli Sepeti'yle ilgili bir sürpriz de olacak. Ama asıl bomba haftaya geliyor.

Finale 56 gün kaldı. 

Seçime 4 gün kaldı. Kılıçdaroğlu kazanırsa çok sevineceğim. Öyle böyle sevinmek değil ama. 

Yaprak Dökümü denen diziyi çözemedim gitti. Ne saçmalıktır ya. Aşk-ı Memnu da apayrı bir olay. 

Blog aksıyor ama daha çok aksayacak. 20 Mayıs'a kadar beni idare edin. 


Read more...

12 Mart 2009 Perşembe

Sevdiğim şeyler

- Bir gece yolda uyumadan geçirip, sabah eve gelmek. O gün bir işim olmaması. Pijamaları geçirip üzerime yorganı çekip uykumu alıncaya kadar uyumak.

- Hoş bir yerde leziz bir yemek, arkadaşlarla zaman geçirip muhabbet etmek.

- İyi bir bilimkurgu veya felaket filmi.

- İş çıkışı muhabbetle birlikte soğuk bir bira. 

- Sürükleyici bir kitap. 

- Galatasaray'ın Avrupa Kupası'nda oynayacağı bir maçın başlamasını beklerken yaşanan o heyecan.

Devam edecek... 

Read more...

24 Şubat 2009 Salı

Berbere gidiyorum gittiğim bir önceki berberi kötülüyor.

Bir yorumcuyla konuşuyorum diğer yorumcuyu kötülüyor.

Bir catering firması diğerlerini kötülüyor.

Her çadır firması en iyisi biziz deyip diğerlerini kötülüyor.

Her organizasyon şirketi en iyi organizasyonu biz yaparız diyor.

İşlevsel bir internet sitesi görüyorum. İşlevi net. Bir ürünü tanıtmak ve bunu başarıyor. Bir kanaat lideri sallıyor siteye ardından onlarca eleştiri.

Eleştiri iyidir güzeldir. Ama bizim ülkede iş artık eleştiriden çıkıp başka bir hal almış vaziyette. Afedersiniz ama bu bokçulukla bizden hiçbir şey olmaz. Danimarka örneği vereyim size bir kez daha. Bir berbere gidip saçlarınızı kestirirken o berber başka bir berberin işine zarar veren yorumlar yaparsa şikayet halinde hakkında dava açılabilir. Zaten o koltukta oturan da sen ne diyorsun diye bir sorar ve büyük ihtimal yerinden kalkıp terkeder.

Herkes para kazanmalı bu alemde. Ama birilerini kötüleyerek kendinizi iyi gösteremeyeceğinizi unutmayın ve bırakın işiniz konuşsun siz değil.

Read more...

23 Şubat 2009 Pazartesi

Yaklaşık 15 gündür ihmal hallerindeyim biliyorum. Özürler dilerim.

Bunun sebebi aldığım bir iştir. Onu yetiştirmek için 10 gündür geceleri soru yazıyorum. Gündüz malum iş yoğunluğu. Bir de gördüğünüz üzere televidyon'da Kirli Sepeti'ne başladık. Görüşlerinizi önerilerinizi yazarsanız çok sevinirim.

Jamie Oliver'a hayranım. Bazı tarifleri gerçekten efsane. Size son gördüğüm olayından kısaca bahsedeyim. Közde mısır yapılır. Bir tabağa tereyağı konur. Mısısr sıcak sıcak tereyağı üzerinde döndürülerek yağlanır. Ardından bir başka kaba parmesan rendelenir. Parmesan tabağın içine konur. Mısır bu kez de parmesan üzerinde döndürülür. Alın size bardakta mısır a la ingles:).


Neurotic Genius of Dutch Football futbol üzerine yazılmış en iyi kitap olabilir mi? Gerçekten çok iyi. Simon Kuper filan hikaye geldi bana öyle diyeyim size.


Bu hafta Kirli Sepeti'nde Açık Pozisyon adında bir kitap hediye edeceğiz. Türkiye'de piyasaların son 20 yılını müthiş yazılmış bir kitaptan okumak isterseniz kesinlikle alın. Sadece eğlencesi bile yeter. Bir de ağlanacak halimize güldürmesi.

Söz daha fazla yazacağım. Yoğun günlerim biraz olsun hafifleyecek inşallah.

Read more...

6 Şubat 2009 Cuma

Son Bir Hafta

-Öncelikle özürlerle başlamam lazım. Blogla ilgilenemedim ama UEFA ziyareti ve kendi işlerim fazlasıyla vaktimi aldı. Bilgisayarın başında oturma fırsatı bulamadım desem yeridir. 

-UEFA ziyaretiyle başlayalım. Çok verimli geçti. Planlar son aşamaya getirildi. Anlaşmalar yapılıyor ve inşaat çalışmaları en kısa sürede başlayacak ve son 20 gün deli bir hızla devam edecek. 

-Heyecanlandırıcı bir blog açma teklifi aldım. Ve bu kez para kazanacağım. Yakında detayları sizinle paylaşırım. 

-Televidyon.com'u ne kadar sevdiğimi söylemiştim daha önce. Orada bir programım olacak. ilk çekimi dün yaptık. Yayınlandığında burada sizlerle paylaşacağım. Programın adı Kirli Sepeti olacak ve zaman zaman burada paylaştığım hoşuma giden şeyleri orada Hasan Yalçın'la birlikte tartışacağız. 

-TamSaha'nın yeni sayısında Serdar Kuzuloğlu röportajı var. Okumanızı tavsiye ederim. 

-Gripten hala kurtulamadım. Kendimi iyi hissediyorum ama burnum akıyor ve boğazlarım dolu dolu böyle. 

-HemVarımHemYokum sitesi en hızlı gelişen sitem oldu. Her program özeti sonrası 200 kişi siteye giriyor. Var Mısın Yok Musun'da yarışmak ve bir ev parası kazanmak istiyorum. Evet başvurdum.

-Krizdeyiz efsane bir program. 7,5 liraya 8 kişilik yemek yapan tipler var. 

-Yemekteyiz'de inanılmaz bir kadın var. Herhalde TV tarihinin en itici insanı. 

-UEFA.com'la ilgili güzel gelişmeler bekliyorum. Olunca sizlerle paylaşacağım



Read more...

21 Ocak 2009 Çarşamba


Hastalık halleri

-Pazartesi sabahı gayet normal bir şekilde evden çıktım. İşe gittim. Sabah simit yedim, krem peynirli. Ve yanında su içtim. Bu kadar. Öğlene doğru bir ürperme hissi. Yüzümde beyazlama. Öğlen bir toplantı, ardından bir tane daha ve sonrasında bir daha. Ofisten çıkıp otoparka indim. Otoparktaki serin havanın yüzüme çarpmasıyla birlikte inanılmaz bir titreme. Kanyon'un orada arabadan iniş ve eve kadar yürüme. Titreyerek. Hayatımın en uzun 10 dakikalarından. Anlayacağınız feci hasta oldum ve 2 gündür yatıyorum. Ağır bir grip. Yarın işbaşı yapacağım umarım.

-Evde yatarak geçirdiğim sürede işlerim aksadı. Yarına bitmesi gereken iki yazı var ve bir tanesi 15000 vuruş civarında.

-Bu arada cesaretlendim ve Türk futbolunu yeni bir şekle sokacak bir projemi federasyonla paylaşmaya karar verdim. Üst başlıklarını Genel Sekreter'e yolladım bile.

-Bu ay süper bir röportaj yapmak istiyorum ama kimle?

-Pazar annemler geliyor. Güzel bir hafta bekliyor bizi.

-Evde yatarken TV'deki şahane programları gözlemleme fırsatı buldum. Tadında Aşk Var favorilerimden. Selin Karacehennem harikalar yaratıyor.

-Geowyns İzmir'e maç istiyordu. Fildişi Sahili maçı layık görüldü. Enjoy.

Read more...

19 Ocak 2009 Pazartesi

Haftasonu

*Haftasonu süper bir biftek yaptım tarifini bir ara veririm. 

*Cuma akşamı ve Cumartesi öğleden sonraya kadar Beykoz'daydım. Bifteği de orada yaptım zaten. Tarifini sonra vereceğim. 

*Cumartesi akşamı eve dönüş. Kuduruk'la yüzleşme. Bütün gece oynadı bizimle. Nasıl özlediyse artık. Aynı akşam önce Galatasaray-Malatyaspor canlı anlatımı. Daha sonra Hem Varım Hem Yokum sitesi için programı yazdık. Orada bir arkadaşım yarışıyor. Gökhan Özdemir. İyi çocuktur ve süper bir futbolcudur. 

*Pazar sabahı kediyle birlikte önce saat 7'de uyandık. Sonra o geldi yanımıza yattı. saat 10'a kadar uyumuşuz. Kalkıp kahvaltı. Sonra TV izlerken yine uyku. Çok yorucu bir haftanın ardından vücut uyku arayışındaymış. 

*Akşam biraz Fener maçına baktık. Sonra Hem Varım Hem Yokum için yine programı yazdık. Acun Ilıcalı'nın bize teşekkür etmesi lazım. O kıza tahammül ettiğimiz için. 

*Bu arada Teknik Direktörler hakkında bir dev dosya hazırlıyorum. TamSaha Şubat'a yetişecek inşallah.

*Bu hafta Fatih hocayla bir görüşme. Maybe hopefully definitely. 

*Fatih Tekke röportajımız ne oldu?

*M. Serdar Kuzuloğlu'nun futbol üzerine güzellemeleri TamSaha'nın Şubat sayısında.  

Read more...

14 Ocak 2009 Çarşamba


Son birkaç gün


- Başlık koyamama sorunum devam ediyor. Dert etmemeye karar verdim. Bunla yaşamayı öğreneceğim.


- Blogdestek ile görüştüm. Çok güzel işler yapıyorlar. Düşünme aşamasındayım.

- Stephenie Meyer'in Alacakaranlık kitabını okuyorum. Çok sürükleyici yazılmış. Ama Epsilon'un son okumacıları pek iyi okuyamamışlar sanırsam. İmla hataları göze çarpıyor. Bu arada kitabı tavsiye eden Geowyns'e teşekkürlerimle. Filmi de pek yakında vizyonda. Fragmanı Trailerphilia'da.

-İğrençlikle komik olmaya çalışan bir film daha seyrettim. My Best Friend's Girl. Eh işte. Vaktiniz varsa seyredin. Bu arada Kate Hudson'ın nesini beğenirler anlamadım.

-Kuduruk biraz daha uslu olmayı öğrendi. Yanımızda yatıyor bazen. Bazen içgüdülerine yenik düşüp ayaklarımızla avlanıyor. Büyüdüğünü görüyoruz. Müthiş hayvan gerçekten.




- 3 haftayı aşkın süredir kola içmiyorum. Burger King, Mc Donalds yemiyorum. Ama yakın zamanlarda şahane bir biftek yemezsem çok fena olacak. Kontrolden çıkmaya başladım. Dünkü filmde de süper bir et yiyorlardı. Ondan önceki gün Matrix'i izlemiştim. Onun da ünlü bir biftek sahnesi vardır malum.

Read more...

12 Ocak 2009 Pazartesi

Öncelikle bloğa başlık yazamıyorum. Oradaki başlık kutusu kayıp. Diğer bloglarda böyle bir sorun yok halbuki.

Evdeki bilgisayarım Disk Read Error hatası veriyor. Format atmak lazım ama önce yedeklemem şart.

Son günlerde 2 süper film seyrettim. Birisi Blindness, diğeri ise The Curious Case of Benjamin Button. Harika filmler ve ikisi de kendilerine has yazılar hak ediyorlar.

Bir tane de kötü film seyrettim. Çok ümit beslediğim Zack and Miri Make A Porno. Cem Yılmaz Erşan Kuneri filmini çeksin de bu konu ne kadar güzel işleniyor görelim.

İki bomba röportaj kovalıyorum. Ayrıntılarını yakında vereceğim. Yapabilirsem efsane olacak.

Haftasonu Karaoke'deydik. Klub Karaoke. İçki pahalı. Hem de gereksiz pahalı. Çok kalabalıktı bir de. Gerçi içerideki 50 kişiden 25'ini ben toplamıştım oraya.

Karaoke konusunda tartışılmaz:) bir yeteneğim var. Ben en azından notasyonu tutturuyorum.

Bu başlık olayı çok sıkıcı gerçekten. Çözümü bilen var mı?

Var mı derken Var mısın Yok Musun'a başvurdum. Arkadaşlarımdan birisi şu an yarışacağı günü bekliyor. Ben de gaza geldim. Hatta şöyle bir site bile açtım. Hem Varım hem Yokum

Galatasaray-Altay maçındaki canlı anlatımım konusunda ne düşünüyorsunuz? Devam edeyim mi?

I Buy It sitesini adam edene kadar devam edeceğim. Bakalım ne kadar vaktimi alacak?

Read more...

Blog tasarımı ve I Buy It

9 Ocak 2009 Cuma

Bloğumu çok daha okunabilir kılmak amacındayım. Bir önceki tasarım beni yazamk konusunda hiç teşvik etmediği için ilk hale benzer bir tasarıma döndüm.

Şimdi profesyonel destek arayışındayım. Blogdestek ile inşallah önümüzdeki hafta görüşeceğim.

Bu arada bir tane blog açtım. Tamamen deneysel olan bir blog. Almak istediğim veya satın aldığım şeyleri listeleyip yorumlarımı yazıyorum. Bu siteyi İngilizce açtım ve ciddi bir pazarlama aracı olarak çalışacak mı görmek istiyorum.

Sitenin adı I Buy It ve adresi ibuyit.blogspot.com. Arada bir ziyaret ederseniz çok sevinirim. Bu tip sitelerden para kazanılır mı deneyimlerimi ayrıca yazacağım.

Read more...

Yeni yılda değişmeyenler

2 Ocak 2009 Cuma

-Taksim'de taciz olayları beni baydı artık. Buna bir çözüm nasıl bulunamaz anlamıyorum. Her insanın istediği zaman istediği yere gitme hakkı vardır. Taciz varsa gitmesinler gibi ifadeler yarın bu işi meşru kılar. Dövüleceğini bile bile içki içmesin'e, taşlanacağını bile bile saçı açık gezmesin'e döner.

-Türkiye'nin kısırdöngüleri. Melih Gökçek'in yeniden Ankara Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmesi. Halktan fazladan para almaktan gocunmayan bir adam düşünün, 50 liralık sayacı 300 liraya satan, tek başına tüm belediyelerden daha fazla borca sahip bir belediyeyi yönettiğini iddia eden. Sadaka bizim kültürümüzde vardır diyen bir başbakan. Oy uğruna çevre kirliliğine yol açan belediyeler. Bürokrasinin her yerine sirayet eden bir uyuşukluk. Rüşvet her yerde kol geziyor. Yasalar kişilere göre yorumlanıyor.

-Savaşlar. İsrail-Filistin, ABD-El Kaide, ABD-İran, Rusya ve herhangi bir komşusu, Türkiye-PKK. Hiç bitmeyecek bu kesin.

-Ekonomik kriz. Hep vardı ve bu sene de devam edecek. Krizden çıkış yolları diye bir bölüme başlasam ve ütopik fikirlerimi saçsam etrafa iş yapar mı acaba.

-Trafik kazaları. Türkiye'de her şoför bir kez kaza yapıyor. Bu kazanın hayatınıza sirayet edip etmemesini dikkatli olup olmamanız belirliyor. Önümüzdeki sene de bu devam edecek.

-Şansa yaşamak. Bir bomba patlayabilir, tren raydan çıkabilir, doğazgaz borusu patlayabilir, sele kapılabilirsiniz, yanlış bağlanmış elektrik kablolarının kurbanı olabilirsiniz. Belediye otobüsünün freni patlar, uçak pilotunuz kestirmeden gitmeyi tercih eder, çukura düşersiniz, başka bir inşaat sizin binanızın çökmesine neden olur, Kuran kursu çöker, apartman bir anda yıkılır. En muhtemeli deprem olur.

-Hakem hataları. Hiç değişmeyecek bir gerçek.

Read more...

Birkaç not...

28 Aralık 2008 Pazar





-Kuduruk'ta son gelişmeler şöyle: Kalorifer peteğininin üzerine çıkıp poposunu peteğe oturtuyor. Ellerini cama koyup dışarıyı izliyor. Yaramazlığa devam. Sabahları tam bir canavar oluyor. Kulak çöpleri bir numaralı oyuncak haline geldi. Ben atıyorum o bulup getiriyor.

-Richard Branson'un otobiyografisi Losing My Virginity gerçekten süper bir kitapmış. Çok gaza geliyorsun.

-Doğalgaz fiyatları resmen belimi büktü. 326 YTL doğalgaz ne demektir ya. İğrenç bir hava kirliliği var oturduğum yerde ve oturduğum yerden İş Bankası Kuleleri'ni görüyorum. Buraya da mı doğalgaz gelmedi sayın başbakan?

-Yılbaşı olayını hiç sevmiyorum. Bu yılbaşı evdeyim ve bir kez daha 12den önce uyumayı hedefliyorum. İlginç TV programları yok değil. NTV'de onyıllar yarışacakmış. Eğlenceli olabilir. Ama lütfen o yetmişlerin yıldızlarını çıkarmasınlar sahneye. Komik oluyor. 

-Bir haftadır kola içmiyorum. Meyva suyu gibi şeyleri de azaltıp kendimi suya verdim. Faydasını görüyorum. Tavsiye ederim. 

-Geçen hafta hayatımda ikinci kez patlıcan yedim. Çok hoşuma gitmese de alışıyorum yavaş yavaş. Kabakta vardı ama onu yeme fırsatım olmadı. 

-Lazanya'nın kıymalı börek gibi olması sorunsalı neden kaynaklanır? Onu bulmaya uğraşıyorum. Düzgün bir İtalyan lokantasında gerçek bir lazanya yemek istiyorum. 1998 Mart'ında Roma'da 3 gün kalmış, her öğle ve her akşam ucuzca bir restoranda süper lazanyalar ve pizzalar yemiştik. Bir de geçen sene İtalya maçı öncesi Milano'da yediğim tiramisu inanılmazdı. 

-MYK Medya'daydım geçtiğimiz Perşembe. Ne güzel bir yerdir orası ya. Çalışma açısından aşırı ideal. UEFA Programı'da gerçekten çok iyi oldu. Herkese tavsiye ederim. Televidyon'dan takip edebilirsiniz. Alkışlarla Yaşıyorum'u da almışlar ve bu da süper bir haber tabii ki.    

-Creative Suite'i yüklüyorum. Çılgın tasarımlarımı bekleyin:)

Read more...

Türkiye'de ölmenin yolları

18 Aralık 2008 Perşembe


Bu haber de Milliyet'ten;

Edirne’de sabah saatlerinde marketten ekmek alan ve evine dönerken yolda kalp krizi geçirerek yere yığılan 74 yaşındaki Nermin Geniş’e müdahale etmek için olay yerine siren çalarak giden 112 Acil Servis’e ait ambulans polis ekipleri tarafından kural ihlali yaptığı gerekçesiyle durduruldu. Acil vakaya gittiğini söyleyen sağlık personeline inanmayan polis ekipleri sürücünün ve ambulansın evraklarını kontrol etmek isteyince, yaşlı kadın yaşamını yitirdi.

Bu haber ise Vatan'dan;
Anadolu yakasındaki bir sağlık ocağına tayini çikan doktor arkadaşlarını ziyaret etmek için Çatalca, Durusu'dan Kadıköy'e gelen sağlık personelini taşıyan ambulans ihbar üzerine durduruldu. Tepe lambası yanık olarak seyreden ambulansı durduran polisler aracın amaç dışı kullanıldığı gerekçesiyle ceza yağdırdı. 480 YTL sürücüye, 480 YTL de ambulansın bağlı olduğu kuruma ceza kesen polisler, aracı da bağladı. Durdurulduklarında DHA kamerasını gören sağlık personeli yüzünü gizlemeyi tercih etti. Şoför de resmi plakalı araçla ziyareti savunurken "doktorumuz görev verdi" dedi. 

Biraz zaman kazanmak adına ambulansları metrobüs gibi kullanan ve kullandıran bir zihniyet var bu ülkede. Buna bir türlü dur denilemiyor. Hatta bunun sektörünün oluştuğunu bile söyleyenler var. Ambulans alıp taşımacılık yapan tipler varmış. Bu insanlar yüzünden dün bir kişi öldü. Ambulansla ziyarete gidenler ve diğerleri vebaliyle yaşasınlar bundan sonra.

Read more...

Ev almak

17 Aralık 2008 Çarşamba

Buradan almak zor olur sanırsam

Aylık belirli bir gelirle çalışan birisi nasıl kiradan kurtulur ve ev alır?

Bunun cevabını arıyorum uzun süredir. 

Emlak sitelerine bakıyorum, fiyatları ve kredi koşullarını değerlendiriyorum. Yeni yapılan sitelere bakıyorum. Ama işin içinden çıkamıyorum. 

Bir projem var ve onu hayata geçirmeye çalışıyorum. Yazlık inşa edip satmak ve onu peşinat yapmak. Bu bir yöntem ama zaman alıyor. Ben bir şey alacaksam zaman benim için çok ciddi bir caydırıcı oluyor. Bir şeyi beğendiğim zaman almalıyım. O yüzden çok özel bir şey olmadığı sürece internetten alışveriş yapmıyorum. Geçen zaman ürünü değersizleştiriyor gibi geliyor (aslında öyle değil biliyorum).

Ev konusunda da benzer bir tavır sergileyeceğime eminim. Bu nedenle önce bir para hazırlamam ve sonra piyasaya çıkıp evi bir an önce almam lazım olacak.

Ama bu nasıl olacak?

Hayatta bir hedefim 30 yaşımdan önce İstanbul'dan ev almaktı. Ama bu zor görünüyor. Yaş 27 ve 3 sene içerisinde ev alıp borcunu ödemek için mucizelere(Sayısal Loto vb.) bel bağlıyoruz. Ben gidip bir bilet alayım en iyisi. 

Read more...

Birkaç şey ver. 1.02

16 Aralık 2008 Salı

Tatil bitti. Bir hızla çalışmalara giriştik. Streslerdeyim. Finale 5 ay kaldı.


Kuduruk'u iki gün evde yalnız bıraktığımızda evi savaş alanına çevirmiş. Huyu değişmiş. Kapı açma yeteneklerini mükemmelleştirmiş. Yavaş yavaş kendine geliyor. Dün akşamın Kuduruk açısından önemi kurmalı fareyle tanışmasıydı. Farenin çıkardığı ses ve delice hareketlerinden çok korktu.

Kedime yakında yeni bir video çekmeyi düşünüyorum. "Kuduruk Deli Kaleci" adında. 

9 günlük tatil gerçekten çok uzun. İşe adapte olmak çok zor oluyor. 

Virgin radyo favorilerimden. Ama online olarak nereden dinleyeceğimi bulamadım.

Friendfeed bağımlısı olmaya başlıyorum. Gerçekten inanılmaz bir şey. Bir anda inanılmaz bir networkün içerisinde buldum kendimi. 

Uzun bir aradan sonra Amazon.com'dan alışveriş yaptım. S.Ç. 26 Aralık'ta getirecek. Aldığım ürünler şöyle:

Brilliant Orange The Neurotic Genius of Dutch... $10.17  
Business Stripped Bare: Ad...   $17.79 (Richard Branson)
Inside Steve's Brain    $5.99  

Yılbaşında ne yapsam sorusu bünyeyi sarmış durumda. Son iki senedir 12'den önce uyuyorum. Bu sene farklı birşey yapsam çok şahane olacak. Ama ne?

Football Manager 2009'a sıfırdan başlamaya korkuyorum.

Her sabah uyandığımda çok şükür bugün Yemekteyiz programına katılmıyorum diyorum kendi kendime. Katılsam katil olurum herhalde. 

Hafta sonu maç var ve Mustafa Denizli çok konuşuyor. Galatasaray ciddiye alırsa Beşiktaş'ta son maçı olmasından korkuyorum. Neden korkuyorsam? 

Richard Branson hayranlığım depreşti. Kitaplarının siparişini verdim. Gelmesini ve hemen okumayı dört gözle bekliyorum.


Read more...

Facebook'tan çıkma vakti mi?

14 Aralık 2008 Pazar



Ya bu nedir gerçekten... Adamın Ergenokon'un başı olduğu iddia edilen Veli Küçük'e olan benzerliğine dikkat çekerim. 

Facebook bana bir komplo kuruyor ama anlamadım.


Read more...

İzleyiciler

  © Blogger template Cumulus by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP