Bayram planları

5 Aralık 2008 Cuma


Arife günü eşimin ailesiyleyiz. 

Gecesi Sındırgı'ya hareket. Bu arada Sındırgı Balıkesir'e bağlı bir ilçe. Yemyeşil çok güzel bir yer. İstanbul'dan sadece bir şirket oraya gidiyor. Bilet bulana kadar çatladık. 

Bayram sabahı Sındırgı'dayız. Anneannem etler olana kadar bizi sucuk ve pirzolayla besler. 

Bir gece Sındırgı'da kalacağız ve ikinci gün gecesi İstanbul'a hareket.

Eve dönüş ve Kuduruk'la karşılaşma. 2 gün yalnız ne yapacak merakla bekliyorum. Korkuyorum. Bırakacağımız bir yer de yok maalesef. 

TamSaha'ya yazılması gereken yazılar var. Ünlü mimar Kerem Toprak'tan özel bir dizayn da bekliyoruz elbette. Bir ayakkabılık ve bir çalışma masası.  

Herkese iyi bayramlar ve iyi tatiller. 
  

Read more...

Ehliyet mevzusu




Benim ehliyetim yok.

İnsanlar inanmakta güçlük çekiyorlar ama yok.

Ehliyet almak ben 18 yaşındayken çok popüler birşeydi arkadaşlar arasında. Ama ben almayı hiç düşünmemiştim o zaman. Öncelikle kullanabileceğim bir araba yoktu. Babamda bir anadol ve renault 12 vardı. Ehliyetiniz olsa bile ikisini de kullanabileceğiniz kesin değildir.

O dönem bir de maddi sorunlar vardı. Bir kursa girip ödeyecek para da yoktu. Yani lükstü benim için ehliyet. 

Bir de kişisel korkularım söz konusuydu. Çok yakın bir arkadaşımın babasını ben orta birdeyken trafik kazasında kaybettik. Arkadaşım için büyük bir yıkım olan bu kaza ben de trafik korkusunu tetikledi. Sırf bu nedenle uzun yola gideceğim zaman hep tedirgin olurum. Uçakla gidebiliyorsam pahalı da olsa uçağı seçerim. Yolculuk zevki diye bir şey söz konusu değildir benim için. Olsa olsa ızdıraptır adı. 

Şu sıralar ehliyet almamı gerektiren çeşitli durumlar yaklaşıyor. İstanbul'un dışında bir ev alsam ve kira belasından kurtulsam ne iyi olur diye düşünüyorum. Böyle bir ev alırsam araba bir zorunluluk olacak. Ayrıca ev almasam bile araba yine zorunluluk olacak bir süre sonra. İster istemez.

Şimdi kurs bakıyorum. Ayrıca 100 saat filan araba sürmek ve iyice öğrenmek istiyorum. Kendimden emin olamadan bu İstanbul trafiğine çıkarsam ya kurban olurum ya da katil. Bu arada söylemediğim bir şey daha var. Ben hiç araba delisi olmadım. Araba kaçırmaya kalkmadım. Ama bu güzel arabaları takdir etmemi engellemiyor.


 

Read more...

Birkaç not



Bu akşam AROG'a gidiyorum. Hatta gidiyoruz. Saat 7'de Kanyon'da(Salladığım ama gitmekten vazgeçemediğim sinema - Kendime not: Mustafa filminde hiç reklam yayınlamamışlardı) işyerinden arkadaşlar ve aile fertleriyle beraber olacağım. Hiç heyecanlı değilim ve beklentim yok. 

Kediyi balkona salınca pencerenin önündeki mermere çıkarak sokağı izliyor. Sıkılınca yanındaki mandal kutusundan bir mandal alıyor ağzıyla, onu yere atıyor ve oyun yapıyor. Biz de oturup izliyoruz eşimle. Bugün karşı camda, ki arada 50 metre rahat var,  bir kadın sarkmış birşeyler silkerken çocuğu camla ilişkiye giriyordu. İki olayın benzerliği bir yana bir 5 aylık kedinin 5 yaşındaki veletten çok daha sofistike olması ilgimi cezbetti.

Sabah keyfi yapmak güzel şey evde. Oturup gazete oku, güzel bir kahvaltı et, TV izle. Çok hoş. Ama hep yapmak istemiyorum. Daha doğrusu her sabah birşey yemek istemiyorum. 


Selin Karacehennem adını bir yere not edin. Türkiye'de hedonist bir devrim olursa lideri bu kadın olacaktır. Öğleden sonraları yaptığı programın tekrarı ertesi sabah yayınlanıyor TürkMax'te. Evlilik sorunlarını konuşuyorlar. Millette ne sorunlar var ama gerçekten ya. Evde sıkılan kaynana geline sarıyor ve sürekli bir didişme hali. Bu şehirlerarası bile oluyormuş. 

Bir hikaye garibime gitti. Apartman oldukça dost canlısı. Herkes birbirini ziyarete gidiyor. Çok güzel çok hoş. Ama apartmandaki kadınlardan birisi bu kadının kocasına sarkıyormuş. Çocuklarına çikolata filan alıyormuş. Sarkan kadının kocası da eve geç geliyormuş. Kocasını bu gözleri şeytan gibi kadına kaptırmamak için ne yapmalı. Öneri "Taşının kızım siz. Bu kadından ben de korktum. Bu şirretle başedilmez."

Bir diğeri de karısı yanında yatarken masturbasyon yapan adamın öyküsü. Karısı neden yapıyorsun demiş. Adam da alışkanlık oldu sigara gibi bırakamıyorum cevabını vermiş. Selin Karacehennem "senin kocan ya hasta ya usta" dedi olayla ilgili ben de anlamadım. Yakın takibe devam edeceğim.

Adını vermek istemeyen seyirci konseptinin hastasıyım. Adımı vermek istemiyorum. Allahın adını versem. 

Güzel bir yarım ekmek sandviçi çok yemeğe değişirim. Sucukları tost makinesinde pişir, kaşarları üzerinde erit. Domatesleri kes tuz, pul biber ve zeytinyağıyla karıştır. Salatalık turşusunu ince ince doğra. Önce domatesleri yerleştir. Üstüne kaşarlı sucukları ve son olarak da turşuları koy. Kapat afiyetle ye. Yanında şişede aroma meyve suyu, tercihen şeftali. 
 

Read more...

İzleyiciler

  © Blogger template Cumulus by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP